ÜRETMEK YERİNE GÖZ DİKMEK

Kesintisiz 25 yıllık bir gazetecilik geçmişim var. Siyasilerin hemen hiç değişmeyen bir davranış modeline tanıklık ettim: Üretmek, kaynağı büyütmek yerine, bir yerlerde duran birileri tarafından üretilen ya da en azından kendi dönemleri için ‘bedava’ görünen kaynaklara göz dikmek.

Turgut Özal döneminin kamuoyunda, buldukları kaynaklar ve yaratıcı zekaları nedeniyle ‘100 Türk Büyüğü’ olarak adlandırılan parlak fikirli siyaset arkadaşları da başvurmuşlardı bu yönteme, yani üretmeden göz dikmeye.

Kimin parasına göz diktiler. Kendi zenginlerini yaratmak ve trilyonları vergi iadesi yoluyla haksız ve adaletsiz bir şekilde işadamlarına dağıtmak için gereken kaynağı bulmak için çalışanın parasına göz dikmişlerdi. Tabii usulüne uygun çalışan işadamının, esnafın da bu kapsamda olduğunu söylemek gerekir.

Milyonlarca insan kayıt dışı çalışırken, 10’dan fazla işçi çalıştıran her işletmede çalışanların maaşlarından yapılan kesinti ve işverenden de buna ilave olarak yapılan kesinti ile oluşturulan ‘Tasarrufu Teşvik’ hesapları, göz dikilen kaynaklardan biri oldu.

Sisteme bir de kılıf bulunmuştu. Türkiye’de tasarruf açığı vardı, bu zorunlu kesintilerle işçi adına para birikecek ve işçiler ihya olacaktı. Bulanan kılıf tepkileri kesti.

Baktılar ne patronlar he çalışanlar ses çıkarıyor bu kesintilere arkası geldi. Konut Edindirme Yardımı adı altında ikinci bir kesinti yolu daha buldular. Bu parayla dar gelirler konut edinme fırsatı yakalayacaktı.

Kılıflar o kadar göz alıcıydı ki … Para biriktirmek, konut sahibi olmayı hayallerinde gören dar gelirli kesim umuda kapılmıştı bile. Üç beş kuruş kesilmiş zaten yetmeyen maşlardan. İlerisi aydınlıktı.

Bir tek bazı sendikacılar karşı çıktı bir de gazeteciler yazdı çizdi bu çaktırmadan el konulan dar gelirlinin paralarını. İç etme yöntemleri gazetelerde zaman zaman ilgi çekti. Bu hesapları, bıkmadan usanmadan kendi bordromdan yapılan kesintileri tek tek hesaplayarak soygunun boyutunu yazmıştı. Dönemin Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen sormuştu: Sahi Hanife biz sizi o kadar soymuş muyuz?

Sonra da kamuoyundaki tepkiler nedeniyle AKP iktidarı, zorunlu tasarruf hesaplarını taksitlerle de olsa çalışanlara geri ödedi. Tabi, biriken paranın ne kadarını oluşturuyordu bu ödemleler ayrı mesele.

Konut Edindirme Yardımları da başka boyut. Çalışan neredeyse ümidini kesmişti, iç edilecekti bu paralar. Şimdi ödenmeye çalışıyor. Kişi başı 500 YTL ödeneceği el altından kamuoyuna aktarılırken, bir sendika çıktı bu hesapların en az bin 413 YTL olacağını açıkladı., Yapılacak ödemelerin tutarını bekleyip göreceğiz,

Bütün bu eski soygun modellerinin henüz üzeri kapatılmamışken, AKP de gözünü işini kaybedenlerin, evlerine açlık sınırının da altında olsa bile yiyecek masrafının bir bölümünü çıkarabilecekleri işsizlik parası almaları için oluşturulan fon’a dikti. İşsizlik fonu kaynaklarının bir kısmı ‘İstihdam Paketi’ adı verilen yasal düzenlemeyle, Güneydoğu Anadolu Projesi’ne kaynak olarak aktarılacak.Bir bölümü da gençlerin ve kadınları istihdam edenlere, devlet teşviki olarak verilecek.

AKP de ANAP hükümetlerinin yolunda. Değişen hiçbir şey yok. Hedef koymak kolay ama bunu gerçekleştirmek için kaynak yaratmak yani üretmek gerektiği gerçeğinden kaçıyor. Neymiş, fonda kullanılmayacak kadar çok kaynak birikmiş. Yarın yine 2001 krizi gibi bir krizin olmayacağını kim garanti ediyor. Ya da işsizine insanca yaşayabileceği bir düzeyde işsizlik ödeneği vermek niye akıllara gelmiyor. Niçin, bugün sefalet ücreti olarak tanımlanan asgari ücreti bile geçemiyor bu ödemeler.

AKP de bu düzenlemelere haklı kılıf hazırlayacak. İşçinin değil, devlet tarafından ödenen paydan alınacak bu para diyecek. Hayırlı işlerde kullanılacak, işsize iş yaratılacak, GAP gibi bir rüya gerçek olacak denilecek. Bu cekler, caklar hiç bitmeyecek.

1235 Toplam Görüntüleme 1 Bugün

Hanife ŞENYÜZ

1961 yılında Yozgat’ta doğdu. 1982 yılında Gazi Ünversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’ndan mezun oldu. Aynı yıl Akdeniz Haber Ajansı’nda gazetecilik yaşamına adım attı. Sırasıyla Dünya Gazetesi, Ekonomist Dergisi, Radikal Gazetesi ve Taraf Gazetesinde ekonomi muhabiri olarak çalıştı. Meslek yaşamına şimdilik nokta koydu, noktadan sonra başlayan cümlelerin daha keyifli kurulacağı umuduyla...

Bunları da sevebilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir