Hepimiz iyi biliyoruz ki içinde yaşadığımız kan içici zalim düzen( kapitalizm)de birileri reklam yapıyorlarsa bir meta’yı satmaktadırlar.
Geçenlerde bir kişizade şahıs: – ki bazıları onu Şeyh diye ünlüyor – bana hem anadan hem babadan, hem şerif hem seyyid olduğunu söyledi( İran’da olsa kesin tabatabai ünvanı ile siyah sarık sarma hakkını alırdı). Şans talih tabi, bizde çeyreği yok elin oğlunda 4 katmerli. Bu oğullar, bir elin parmak sayısı kadar olsaydı dert etmeyecektim ama dünyamızdaki bilumum Rehber, Şeyh, Dede, Baba, Mehdi ve benzeri üstün unvan taşıyanları düşünürseniz bayağı bir yekun tutuyor ve ilgiyi hak ediyorlar.
– Bir hüccetin, ispatın var mı dedim. O bana aile göç yollarından başlayarak Medineyi Münevvere, Bağdat, Revan ( erivan) ve oralarda bir yerde mahfuz Şecere Varakasından bahsetti. Dedim iyide Seydişehir’de celali kovalayan Kuyucu Murat Paşa bile o secerelere itibar etmemişti, ben nasıl edem? O defterler dile gelseler de içlerine ne mürekkepler karıştığını söyleseler. Ayrıca Sir Thomas Gresham’a göre nasıl kötü para iyi parayı piyasadan kovar ise; bunun gibi maazallah çakma seydalar da hakiki seydalara sıkıntı çıkarabilirler.
Halep oradaysa arşın burada: mahalle mescitlerinde bulabileceğimiz sakalı şerifler var, birinden bir milim alsak bundan elde ettiğimiz -Efendimiz s.a.v. ait- veriyi başta zatınıza ve devamda tüm bu iddia sahiplerine sağlama yapsak nasıl olur dedim. Ve muhtemeldir ki dünyanın bir yerlerinde böyle yapanlar var olabilir diye ilave ettim. Testi (dna vb) pozitif çıkanlara: ser seran ser çevan!
Ehl-i beyt’e selam ve hürmetler…
Kızdı, yetmedi beni edepsizlikle ve lüzumsuzlukla itham etti.
İtirazı, damarlarındaki asil kana mı, özellikle miras hukukunda sağladığı sağlam sonuçlarla epey gelişmiş olan genetik ilmine mi, Sakalı/Lihye-i Şerife mi yoksa bana mı pek anlayamadım? Oysa niyetim halisti ve bu iddia sahiplerini olası istifham ve töhmetten kurtarmaktı.
Çözümde içeren bu yaklaşımım hakikaten yanlış mı?
