Ceyhan’dan İsrail’e petrol satılıyor mu?

Ceyhan’dan İsrail’e petrol satılıyor mu? Ben bilmem Patron bilir…

“Acıklı bir aşk öyküsü bu
Bir yabancıya kapıldı gönlüm
Adı Peter, Oil soyadı…

Eninde petrol, sonunda petrol
Artık dizginlerim senin elinde petrol” a.pekkan

BTC hattı üzerinden Azerbaycan petrolü Türkiyenin pazarlamasıyla İsrail’e satılıyor” iddiası ve karşılıklı bir sürü laf.

Hatırlanmalı ki Kapitalizm her kuyunun başına bir cadı ve yardımcısı bir dev yerleştirir.

Bakü Tiflis Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı Şirketi, 60 yıl boru hattı projesinin hayata geçirilmesi amacıyla kurulmuş bir ortak şirkettir (ÇUŞ:Çok Uluslu Şirket)ve hattın tamamının inşaatı ve işletmesinden sorumludur. BTC şirketinde, BP liderliğinde 9 ülkeyi temsil eden 11 katılımcı şirket bulunmaktadır, eller ve cepler biraz karışmış.
Bu
oluşumun pilot ortağı( ağası) BP’dir ( İngiliz Petrol Şirketi). Gayet tabii ki BP ve şeriklerinin yönettikleri yüzde elli üzerinde hisseleri vardır. Azerbaycan BTC Ltd. %25 hisseli ortak. Azıcık bir hisse Gürcülerin var. Az hisseli bazı başka ülke firmaları da ortak. Biz, BOTAŞ International Anonim Şirketi (BIL ) üzerinden %6,5 hissedarız. Bu %6,5’a karşılık olarak bizzat; hattın Türkiye güzergahını döşedik, süreçteki bütün bakım ve kayıplarını da karşılıyoruz. Aslına bakarsanız biz bu işten ekmek yiyor muyuz, sanmıyorum; değirmenci tabiriyle hakı masrafını kurtarmıyor olsa gerek. Ama bizi uluslararası oyuncu yapıyor vs diye biliriz. Hatta işte tamda bu yüzden İsrail-Filistin çekişmesinin ortasında bulduk kendimizi.

Bu proje yapılırken Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye “her halükarda petrol sevkiyatına halel getirmeyeceğiz” diye taahhütte bulundular teminatlar verdiler HGA BTC antlaşması ile. Bu antlaşmalar Banka sözleşmeleri gibidir muhatabını her halükarda” her şeyiyle kapsar. Sadece vergi, rüsum gibi lüzumsuz şeyleri pek kapsamaz. Kapsarsa çok fena olur, 3 verip 38 alırlar.

Yani işin esası o hat ve taşıdığı petrol bizim değil. Satıp satmamak ÇUŞ’un takdirindedir, ipin ucu ondadır. Hin-i hacette tam yetkili ÇUŞ(BP), bırakın başkalarına, bu üç ülke lehine nezaket gösterir mi? Rabbim sınatmasın, ellerine düşürmesin.

Netice itibariyle biz ve Azerbaycan Ceyhan’dan kimseye bir şey satmıyoruz. Ama bunu resmi diller nasıl anlatsınlar, karşı taraflar nasıl anlasınlar: zor ki ne zor. Hele ki günümüzde devletsiz; sanal limanlar, şirketler, bankalar, ülkeler, bölgeler, gemiler ve mallar varken.

………………………………………………………….

Bahçelerde saz olur / Gül açılır, yaz olur

Sevdiğime gül demem / Gülün ömrü az olur / Tin-tin-tin,       tini mini hanım / Seni seviyor canım” 57-Sinop türküsü

Hazır konu açılmışken etrafında bir muhabbet çevirelim müsaade buyurursanız:

1993 yılının 11 Haziran’ında Azerbaycan devlet başkanı Ebulfez Elçibey, batılı birçok petrol firmasıyla petrol sahalarının ve pazarının geliştirilmesi amacıyla bir anlaşma imzalar. Fakat bundan tam bir hafta sonra 18 Haziran’da tesadüfen, Azerbaycan KGB eski şefi – generali ve sscb dönemi Politbüro üyesi Haydar Aliyev tarafından bir darbe yapılır. Elçibey için gidiş o gidiştir. Aliyev yönetimi 2. nesil olarak halen devam etmektedir. Darbe akabinde hemen anlaşma iptal edilir. 5 yıl sonra konsept güncellenerek, yeniden proje çalışmalarına başlanır ve 25 Mayıs 2005 tarihinde işletmeye alınır.

Benim burada kafama takılan özel bir mevzu var; Aliyev’deki “ev” rusça bir ek; komünizmi, kgb’yi, ihanetleri, işkenceleri, kötü günleri telmih ediyor, öyleyse bu aile niye oraya takılı kaldı? Bunun yerine Alizade veya Alioğlu isimlerini kullanabilirlerdi. Onların kişisel veri ve tercihleridir diyemeyiz. Bu aile an itibariyle Türk tarihine ve diline hakim bir milletin Hanlık, Kağanlık ve hatta Atalık makamında ise her Türkün nasıl oluyor deme hakkı vardır her halde.

Enterasan. Misal meşhur şair Bahtiyar bey soy ismini Vahapzade olarak kullanmıştı Vahapev değil. Her neyse.

2010 yılında bir vesile ile BTC iskelesi yanındaki BİL tesislerine gitmiş idim. Güzelim Akdenizde serinleme maksadıyla yüzmeye başladım. Ağzım, burnum ve tüm vücuduma petrol sindi, hemen çıktım kırklandım ama nafile. 15 günde anca geçti o neft kokusu üzerimden. Demek ki denize bolca neft kaçırıyorlar. O neyse de iskelenin başında minare gibi bir boru var ve ucunda kocaman bir alev, sönmeyen Zerdüşt ateşi gibi, afalladım bu nedir diye? Uzman olduğuna inandığım biri izah etti: tanker gemilerinde nakliye sırasında özellikle sıcak iklimlerde neft, %1-2 civarı gazlaşıyormuş, fire olarak. Yeniden yüklenirken yer açılsın maksadıyla bu gazı bu boruya vererek vahşi yakımla boşaltıyorlarmış. Hadi çevreden vaz geçtik bir kapitalist bu enerjiyi boşa nasıl atar? Bizimkiler proje yapıp hesaplamışlar 30 milyon avro ile bu gazı küçük bir termik sistemle elektrik enerjisine çevirecekler. Ki bu rakam devede kulak bile değil. Siz yapın demişler, sizden uygun bir gaz ücreti alırız ya da kalsın öyle. Umarım zamanla halletmişlerdir. Ne kadar cimriler ya da tasarrufçular görüyorsunuz.

Yine böyle bir duruma Yumurtalık isken-termik santralında rastlamıştım(Yİ,yapım: 2000-2004). Yurt dışından getirdikleri kömürleri vahşi yakma ( atmosferik) yöntemiyle yakıyorlar; Yani yanma sonucu 1/3 ü tam yanıyor(CO2), 1/3 yarım yanma ( CO1) ve 1/3 yanamadan partikül halinde küle karışıyor.     CO1’i soba zehirlenmelerinden hatırlayacaksınız. Filtreler; kaçan partikülleri, asitleri ve karbonmonoksiti tutmaktan çok uzak. Bu da yetmiyormuş gibi sistemin soğutmasını denizle yapıyorlar (saatte 217 bin M3 su); o harika körfez 1 ila 2 derece arası ilave ısınıyor. Bunun da ustası teknoloji devi Alman dostlarımız.

Hadi bizi, yetersizliklerimizi ve zaaflarımızı kullanarak ütüyorlar, anladık ancak çevre katliamlarında ise kendileri dahil tüm insanlığa ayıp ediyorlar. O çevre, deniz, hava bizim değil tüm insanlığın hatta geleceğin. Nerede vicdan, izan, çevreye duyarlılık edebiyatı!

Kendileri 200 yıl önce topraklarını, çevrelerini mahvettiler; sonrası zor kararlar alarak arındılar temizlendiler. Bize temiz halleriyle gelmelerini umarken onlar maalesef ilk kirli tecrübelerini getirip boca ettiler.

Bu anlatımdan benim enerji yatırımlarına tebahhur etmediğim kanısı oluşabilir sizde. Oysa bilakis her türlü – nükleer dahil- enerji yatırımına tav olurum. Yeter ki Berlin, Londra, NewYork veya Paris yakınlarına kurulan santrallerin aynısı olsun.    Ayrıca akçalı işlerde de aynısını isterim.

OY MADIMAK TEKE TÜKE SAKALI
OY MADIMAK EVELİK YEMLİK
OY MADIMAK GUŞGUŞU YEMLİK OY MADIMAK“      58-Sıvas Türküsü

3722 Toplam Görüntüleme 16 Bugün

Ali Taşkın BALABAN

1958 yılında Eskişehir’de doğdu. Ankara Ü. S. B. F'ni bitirdi. Yurdun çeşitli yerlerinde memur olarak çalıştı. Antalyada ikamet etmektedir.. * Facebook Sayfamızı Beğenebilirsiniz: buradan abone olabilirsiniz ve yazılarımızı kolayca takip edebilirsiniz. * Yazıların üstündeki benim adımı tıkladığınızda benim tüm yazılarımı içeren 5 - 6 sayfalık menü açılır oradan istediğinizi tıklayarak okuyabilirsiniz. Yorumlar vasıtası ilede yüksek fikirlerinizi iletebilirsiniz. Lütfedip okuduğunuz için teşekkürler.

Bunları da sevebilirsiniz

Ceyhan’dan İsrail’e petrol satılıyor mu?” için 2 yorum

  1. Ali bey bu detaylı doyurucu açıklamanız için çok teşekkür ederim kaleminize zihninize sağlık, sağ olun var olun. Anlıyoruz ki sistem çalışıyor ipin ucunu ellerinde tutacak bir sistem kurmuşlar başlangıçta.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir