HASAT OPERASYONU; HER YER KURU KÖPRÜ HERKES DELİ DUMRUL!

HASAT OPERASYONU; HER YER KURU KÖPRÜ HERKES DELİ DUMRUL!

 

TRT radyosunda bir türkü:

“Tarlaya Ektim Soğan / Bitmedi Yedi Doğan/ Hep Mi Güzel Oluyor/ Senin Annenden Doğan”

Cennet vatan Anadolu’mun kuş uçmaz kervan geçmez bir köyündeyiz. Kuşluk vakti açmış kollarını temmuz sıcağını bekliyor. Ceviz ağaçlarının serin gölgesine gömülü bu üzeri çinkolu iki odalı ev huzurla donanmış, çirkef alemden tecrit bir adacıktır adeta. Ebe-dede,  karı- koca, bacı- kardaş kıt kanaat yaşar gider hane halkı mesrur mutlu. Yılın tek sıkıcı olayı evlerinin önünden geçen dereyi üst komşu Topal Rızanın bir hafta kesmesiydi. Neyse ki Allahtan yağmurlar yetişti de imdada hıyarlarla kabakları az zararla kurtardılar. Bugün oturmuşlar bir taraftan çaylarını yudumlarken bir yandan da devlete verecekleri bir varakayı doldurmakla meşguller.

–         Herif ben babamdan kalan tarlaya arpa ektimdi sen niye pamuk diye imzalatırsın ki?

–         Senin aklın ermez be avrat. Devlet arpanın kilosuna 4 kuruş pambığa 44 kuruş veriyor.

–         Aman herif yetim hakkı falan geçmesinde bize,

–         Yetimler yetimhanede krallar gibi yaşıyor, bizim hakkımız onlara geçiyor. Devletin malı deniz yemeyen domuz diyen yukarıdakiler deveyi hörgücüyle götürüyor. Hortumcu milleti elini kıpırdatmadan cukkayı cebe indiriyor. Bizse bu çamurun zibilin içinde üç kuruşa talim ediyoruz, zaten hakkımız yeniliyor.  Sen kendine ağla hatun.

–         Ama baba iyide insanın içine sinmiyor be, ayıp mı ne?

–         Herkes nasıl lcd plazma tivi alıyorsa bizde aynısını alacağız kızım.

–         Yaşa baba yaşa.

–         Bir soran olursa hepinizde pamuk ektiğimizi söyleyeceksiniz o kadar!

İlçe kuruluş aşamasında Sarıçam Tarım Müdürlüğü de müdürleri Adem Curabaz ve birkaç heyecanlı arkadaşıyla oluşturuldu. ÇKS ve DPÖ (Destekleme Prim Ödemesi) ilk işleriydi. Aynı günlerde başta ayrılmakta oldukları Yüreğir ve komşu ilçe Ceyhan olmak üzere memleketin bir çok yerinde “Hasat operasyonu”, “Nadas operasyonu”  gibi içlerinde kravatlı eşkiyalarında bulunduğu avantacılarla ilgili işlemler tesis ediliyordu. Yapacakları iş veballi ve sorumluluk gerektiriyordu. Yememeye karar verdiler. Evet kendileri yemeyecekti ama etraflarında yemek için azimli binlerce memleket evladı gözlerini belertmiş, ellerini ovuşturup bekliyordu. Kısaca yedirmemeleri de gerekiyordu. İşte bu çok zor bir karardı; çok çalışmayı, bilmeyi, anlamayı, iknayı, dayanmayı, fatura ödemeyi göze aldılar. Adana* gibi senede iki üç ekim yapılan topraklarda hırsızlıkları arkadan takip edip edilgen olmaktansa, ta baştan kara delikleri tıkamalı idiler.  Öylede yaptılar.

Ekipte yazılım yeteneğine sahip elemanlar çoğunluktaydı. Tarım Bakanlığı ve TÜİK’in yıllardır dillendirdiği ancak henüz uygulayamadığı ( ağır aksak Ş.Urfa ve Ceyhan pilot uygulamaları hariç) “Parsel bazında uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri teknolojisi destekli tespit işlemi”ni hayata geçirmek için kolları sıvadılar. Basit bir programla tapu – TAKBİS bilgilerini aldılar. Sistem her kişi ve parsel için uyarı veriyordu. Bunun anlamı ne derseniz; çiftçi her yıl parsel bilgilerini beyan etmesi gerekiyordu onun için Tarım Md.lüğü, Tapu Md.lüğü, Ziraat Odası arasında mekik dokuyordu bu arada 11.235 m2 yeri sehven  112.350 m2 olabiliyordu. Yada kiralama yapıyordu; gerçek tapu üzerinden ( sanalı ayrı bir curcuna) herkes bir birine tarlalarını icara veriyordu. Böylece ( bir gazete haberine göre) bir ilimizin yüzölçümünün (5) katı arazi desteklemeden yararlanabiliyordu. İşte bu basit program bu yanlışlıkları izale etti. Sonra daha hummalı bir çalışmaya girdi ekip.

TAKBİS, KPS (kimlik paylaşım sistemi)  ve uydu destekli bilgi sisteminin ( uydu fotoğrafı) bir harita programına okutarak ada parselle örtüştürülmesi – sayısallaştırma- işlemi 4 kişinin 6 ay gece gündüz alın teriyle üretildi. Kısacası uydu fotoğrafı ile parselde ne ekili olduğunu ve tapu hangi kişiye ait belirleniyor. Tamamen el değmeden otomatik. Vatandaşa tek adımda hizmet olarak da müracaatında beyannamesi hazır imzasına sunulur hale geldi. Böylece kontrollerde anında yapılıyor hatalar gideriliyor, idari ve adli merciler önündeki yığılma önlene biliyor. Bir nevi yalan makinesi olan bu proje Türkiye de ilk defa bu ekip tarafından gerçekleştirildi.

Bu neyi sağladı? Bakanlık yerinde bir kararla özellikle yağlı tohum ekimini teşvik bakımından ürünlere farklı destekler uyguluyor. Örneğin buğdaya kg. da 4 krş. Pamuğa 44 krş/ kg. gibi. Niyet iyi ama kontrol etkin olamayınca şeytan işin başına geçiyor; insanların iştihasını kabartıyor, gözlerini karartıyor ve yoldan çıkartıyor. Yurttaş eline kağıt kalemi alıyor bir beyanname hazırlıyor. Çoluk çocuğuyla konuşarak ( ve muhtemel olumsuzluklara karşı ifade birliği sağlayarak) ektiği buğdayı pamuğa veya ayçiçeğine dönüştürüyor. Muhtar ve azalara imzalatıyor ( onlar saflar ya ne gelse çiziktiriyorlar asla menfaat temin etmiyorlar). Sonra adamımız toplamadığı pamuğunu tüccar Ziya’ya gidip müstahsil makbuzu karşılığı satıyor. Yani tüccar Ziya: ben bu abiden 10 ton kütlü pamuk aldım diyor. Ziya, tüccar ya karşılığını peşin alıyor. Adam haklı KDV- KV ödüyor:  %25 rica ediyor. Daha sonra Ticaret Borsasına gidip bu alım satımı vallaha da billaha da doğru diye tasdik ettiriyor. Bir takım bürokratik işlemlerden sonra hak edişi banka hesabına yatıyor. Nihayet alın terinin karşılığını almış bir yurttaş olarak yeni ürünler yetiştirmek üzere çiftine çubuğuna dönüyor.

Bu işler süreçten de anlaşılacağı üzere bireysel ve rastlantısal bir eylemle değil taammüden ve organize bir çabayla kotarılıyor. Bay Kasketli, Bay Kravatlı ve Bay Göbekli bu işi çoluk çocukları da dahil olmak üzere bir sürü insanla birlikte yüzleri kızarmadan tezgahlıyorlar. Bu tezgah hala bir çok yerde böyle dönüyor. Ancak bizim elemanlara gelince kontrol beyan anında olduğundan düzeltim isteniyor, Rençperde lahavle çekerek sehiv( yanıltı) istidası veriyor. 1.800 müracaattan 1.200 ü eski sisteme göre kendini hazırlamıştı, konu bilgisine sunulunca düzeltti. Bu yıl için beyan dönemi girdiğinde sayısallaştırma 2/3 seviyesinde idi. Yaklaşık bin kişinin parsellerinin işlemi beyan döneminden sonra  bitti.  Bilahare yapılan kontrolle bunlardan 683 şahıs çağrıldı sehiv dilekçesi verdi. 80 kişi ödendikten sonra radara yakalandı ve iade etti. Bütün bu yapılanlara karşın hiçbir çiftçi hakkını aramak için kanun yollarına baş vurmadı. Hocallı muhtarı: insanların suç işlememelerine ve günaha girmemelerine yardımcı oldular diye betimledi ekibi. Bir de iyi ki kahir çoğunluğu Hıristiyan değildi; nedametlerinde o kadar günah çıkarma odasını papazı nasıl tedarik edeceklerdi. Eğer İlçe Tahkim Komisyonu bu sehiv dilekçesini icat etmeseydi ilçe nüfusunun önemli bir kısmı yanlış beyan, sahte evrak ve haksız kazanç gibi organize  suçlamalara muhatap olacaktı da Maazallah ilçeyi yarı açık ceza evine dönüştüreceklerdi.

Ey Kari ( okur ) şimdiye dek okudukların sıkıcı, teknik bir süreçti. Badehu ise etik bir süreci seriyor önüne:

Benim masum Anadolumun saf çocuklarını kim böyle ifsat ediyor? 100 yiğidimin 66 sını şaşırtıyorlar. Bu ne şeytanlıktır, densizliktir. Bunlar gariban sıradan insanlardır, bu memleketin temel yapı malzemeleridirler.  Bir sabık Cumhurbaşkanımız(Demirel): bu ülkenin zemini sağlam değil derken buna mı işaret ediyordu? Biz nasıl Türk’üz doğruyuz? Eksenimiz mi değişiyor, zeminimiz mi kayıyor? Biz hep mi böyleydik yoksa şimdilerde mi bu hal geldi başımıza? Bu derde aşı bulması  için bir Pastör’ü kime, nerede, nasıl yetiştirteceğiz? Kul hakkı yememek cennet diyetidir diyenler neden obez oldular? Bir bilen varsa beri gelsin.

Adana – 2011 alibalaban@gmail.com

 

Bir ağıt:

Ah vah nolaydı da nolaydım

Bunları ne göre ne duyaydım

Harami sadece kendimi sanırdım

Keşke başka ortak bulamasaydım…

 

*. Bu anlatılanlar cefakar ve çalışkan Adana çiftçisinin özeli olmayıp ülke gerçekliğinin ifadesidir. Sadece bu çalışma ve sonuçları Çukurova’da uygulandı diye onları özel suçlayamayız. Bu noktada sistem tartışmaları da yapılabilir. Hatta daha öteye geçip’ bu işlemlere ne gerek vardı kardeşim’ de diyebiliriz. Ayrıyeten rakamlardan %34 gibi memleket evladı üreticinin bu işlerden uzak kaldığı da inşirah ve iftiharla gözlemlenmektedir. Her şeye rağmen çarkı çevirecek iyi çocuklar var yoksa…

Başvuruyla ilgili istatistikler:

Yaş                                  Yüzdesi

18 – 30                                   %6

30 – 40                                   % 15

40 – 50                                   % 21

50 – 60                                   %23

60 – 70                                   %20

70 – 80                                   %12

80 – 90                                    %3

 

Erkek   % 86

Kadın   % 14

Dul    %3

Evli  % 93

Bekar   % 4

Toplam başvuru :  2.714 kişi

Bir örnek haber isteyenler için, lütfen tıklayınız: http://www.haberler.com/tesvik-yolsuzlugu-operasyonu-2563506-haberi/

 

Geldik 2019:

Bu yazı sekiz yıl önce yapılmış bir alan çalışması sonuçlarının okunmasıdır. Bu geçen sürede ülke çapında sistem geliştirildi, kara delikler kapatıldı, uygulama birliği ve güvenliği sağlandı. Bu hikaye de geçmişte kalmış oldu. Ama o hengame içinde bir grup iyi insanımızı ( inşirah ve iftiharla gözlemlediğimiz) arada kaynatmadan ve hatta tekrar dile getirerek yüreklerimize su serpmeyi görev addettim.

O: %34 dürüst, vasat, doğruyu öneren yanlışa pirim vermeyen vatan evladının aramızda yaşıyor olması varlığımızın ve geleceğimizin teminatı olarak, ülkemde o muhteşem mevkide zühre i rahşan gibi parlıyor. Tevekkül ve teenni şiarları, yanar döner ve zıp zıp değiller bu nedenle adetlerini az sanabiliriz. Umarım sayıları / oranları yükselerek artıyordur. Lütfen bu rakamı küçümsemeyelim.

2952 Toplam Görüntüleme 1 Bugün

Ali Taşkın BALABAN

1958 yılında Eskişehir’de doğdu. Ankara Ü. S. B. F'ni bitirdi. Yurdun çeşitli yerlerinde memur olarak çalıştı. Antalyada ikamet etmektedir.. * Facebook Sayfamızı Beğenebilirsiniz: buradan abone olabilirsiniz ve yazılarımızı kolayca takip edebilirsiniz. * Yazıların üstündeki benim adımı tıkladığınızda benim tüm yazılarımı içeren 5 - 6 sayfalık menü açılır oradan istediğinizi tıklayarak okuyabilirsiniz. Yorumlar vasıtası ilede yüksek fikirlerinizi iletebilirsiniz. Lütfedip okuduğunuz için teşekkürler.

Bunları da sevebilirsiniz

HASAT OPERASYONU; HER YER KURU KÖPRÜ HERKES DELİ DUMRUL!” için bir yorum

  1. Doğruya teslim olmalı hamdolsun yine yüzde otuzbeş var var bunu çoğaltmak lazım insanımızı teknoloji terbiye edecek inanan insan az diye düşünüyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir