Aleviler ve Hazreti Pir K. Atatürk İnancı

Atam Neredesin?

Bulutlar Terinden, Dağlar Kokundan
Sarhoştur Sevdiğim Mahsuni Bundan
Bir Daha Gel, Gel Samsundan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
(Aşık Mahsuni Şerif)

Alevi aleminde Kemal isminin çokluğunun en az  Ali Ekber kadar olmasını daha çok takiye yaptıklarına bağlıyor, birazda anlaşılır buluyordum.  Cem evlerinde Hz. Ali ve Hüseyin resimlerinin arasında/ yanında görkemli Atatürk resimleri… ADD’lerinin yönetimlerinin daha çok Alevilerden oluşması… Atatürk sevgilerinin bir nesnel dayanağı olamayacağı varsayımından hareketle aynı gerekçeye bağlıyordum. Zira ki tekkeler ve zaviyeler kapatılmış, babalık dedelik kaldırılmış, Hanefi-Sünni İslam öncelenmiş; herhalde böylesi devrimleri aleviler yürekten alkışlamazlar diyordum ama ne yapsınlar Muaviye korkusudur bu işleri yaptıran zannına sarılıyordum. Özellikle bazı Dersimliler de bu öngörümü teyit edici laflar ediyorlardı çoğu kez.

Lakin bazı yakın tanıdığım alevi dostlarımın vitrinlerinde, cüzdanlarında, şapkalarında O’nun resminin olması enteresan geliyordu. İnsanların sevgilisinin, çocuğunun vb yakınlarının resimlerini koyacağı özel, gizli alanlarını böylesi kamusal resimlere açmalarını sorunlu görüyordum. Bazen de Paşanın Bektaşi geleneğine akrabalığı mıdır diye şüphelendiğimde oluyordu. Alevi dostlarıma sorduğumda ilkokul bilgilerimi depreştiren yanıtlar alıyordum: yurdumuzu düşmanlardan kurtardı, büyük adam  vs. Erzincan erenlerinden biri de “ Onda Alinin nişanı var!” dediğinde yorumsuz kala kalmıştım. Anlayamıyordum, bunun cehaletimden kaynaklandığını da biliyordum. Neyse ki bazı araştırmalarım ve Rıza Zelyut* hocanın açık yürekli, ufuk açıcı ve anlaşılır izahı beni aydınlattı, bende bu durumu zatı alinizle paylaşmak istedim.

İsmini andıkça gönüller coşar / Anıtkabir ile dergâha koşar
Bu dünya durdukça ikisi yaşar / Biri Hacı Bektaş biri Atatürk – Âşık Gülabi

Atatürk İslam tarihi boyunca devam eden ve hep imametin yenilgileriyle dolu hilafet – imamet savaşında son noktayı koymuş ve hilafeti ebediyen yok etmiş bir büyük şahsiyettir. Çok büyük imamların istediğini başarmış yiğittir. Dolayısıyla O sıradan biri değildir hatta bir evliyanın çok üzerindedir: Hz. Ali’nin bir donu, son imam Muhammed Mehdi’nin bir zuhurudur.

Yani Hz. Ali, K. Atatürk diye görünmüş, İmam Mehdi ise ona hulul etmiştir, bir nevi İmamlar cem’idir. Mamafih Alevi Bektaşi yolu takipçilerinin pek çok içtihadi kolları olduğundan bağdaşık bir anlayışı ifade etmek oldukça zor. Filhakika Makamının alevi inancındaki tam yerini saptamak kolay değil. Mareşal ve Cumhurbaşkanı olan formel unvanlarının çok üzerinde olduğu kesin. Evlerde ve Cem evlerinde Hz. Ali ile Hz. Hüseyin arasına / yanına konuşlanması bir tesadüf değil. Dışarıdan anlaşılması zor ama böyle bir inanış var ve insanların davranışlarını belirlemede çok etkili.

Halen ve bundan böylede bu topraklarda hilafetçilik – münkirlik, yezitçilik, gericilik tehlikesi- endişesi hiç eksik olmayacağına göre bu Pirin – Ulu Komutanın anısı Alevi Canların yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Getirdiği laiklik Canlara yaşam alanı açmıştır. Tarihi bir misyonu gerçekleştirmiş biri olarak çok siyasetçinin başına gelen “sev at” olmayacaktır. Binaenaleyh yüz yıllar sonra Paşanın yaptıkları ve ismi güncelliğini yitirse bile Ankara’da iki tepede: Anıt tepe ve Hüseyin Gazi tepesindeki Anıt kabirlerin ziyaretçileri eksik olmayacaktır.

Kemal Atatürk’ün Alevilere karşı hiç olumsuz işlemi, tavrı olmadı mı? Bunu cevaplamadan önce dönemin özel konum ve koşullarını göz ardı etmemelidir. Padişah Mahmud II nin seddettiği Bektaşi Alevi tekkelerine özel bir girişimi olmamıştır ve hatta Çelebilere (Mevleviler dahil) sempatisi aşikardır. Dersim mevzusu ise dış mihrak iltisaklı isyancıların hatasından başka bir şey değildir.

Bazı derlemeler:

Konuyla doğrudan ilgisi yoksa da yukarıdaki korkunun kapsamını açmak için ekliyorum: ülkemizin yetiştirdiği en önemli sosyalist liderler (D.Gezmiş- M. Çayan vd**) darağacına/ ölüme giderken bile samimi itirafta bulunmuşlar: savunmalarında gericiliğe karşı ve Kemalist olduklarını ilan etmişlerdir. Bu açıdan Alevi Canlarla sol- sosyalist yoldaşlar arasındaki ortak endişeyi – beşik kertmeliğini anlamamız olanaklanmaktadır.

Yunan harbi öncesi kaotik ortamda “kapanın elinde kalacağı” savıyla Alevilerde – haklı olarak- yeni kurulacak Türkiye’den pay almak isteğiyle Orta Anadolu ve Koçgiri de hilafete karşı ayaklanmışlardı. K. Atatürk bu ayaklanmalara karşı ve de yeni kurulan harekete katkısını almak için Hacı Bektaş dergahına vardı. Mazhar Müfit Kansu anlatıyor; “Hacı Bektaş da karşılandık, bizi bir odaya aldılar, alçakgönüllüce düzenlenmiş bu oda, Çelebinin kabul odasıymış, beş-altı dakika sonra Çelebi efendi geldi, ortaya bir masa getirilerek rakı takımları konuldu. Cemalettin Çelebi, kalp hastası olduğundan önce içki içmek istemedi, ama Mustafa Kemal, o zaman biz de içmeyelim deyince Çelebi efendi hastalığına rağmen kararından vazgeçti ve Kurtuluş Savaşı’nın başarısına kadeh kaldırdı.” 24 Aralık 1919 Cuma günü. Kadehler kalkarken Çelebi kaygılarını Paşa’ya söyledi: Siz vatan diye Halife ve Saltanatı kurtaracağınızı söylüyorsunuz biz nasıl sizinle olalım?

Paşa: Çelebi Hazretleri acele etme göreceksin tahmininin ötesi ne güzellikler olacak dedi. Çelebi o mavi gözlerdeki içtenliği gördü, gönülden inandı ve sonuç güzel biten bir hikaye oldu. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…

Atatürk büyüktür ruhu Ali’dir
İkinci gardaşı Bektaş Veli’dir
Anıtkabir yerim kimder ölüdür
Ali Rıza Zübeyde nişan gülümdür
                                              ( Pir Zöhre Ana)

Bütün Alevilerin evinde bir köşede Hz. Ali’nin resmi diğer köşede Mustafa Kemal’in resmi sanki On ikinci İmam Mehdi. Eğer bir gün yolunuz düşer de bir Alevi – Bektaşi evine konuk olursanız, bu yoksul ama sıcak evde bir olay hemen dikkatinizi çekecektir. Bir köşede bir bağlama sazı, gazete ya da dergiden kesilmiş soluk bir Hz. Ali resmi ve hemen yanında da Mustafa Kemal’in bir portresinin asılı olduğunu göreceksiniz.

Bu sevgiyi değerli gazeteci Fikret Otyam şöyle ifade ediyor: “Alevilerde anlatılması zor bir Atatürk tutkusu vardır, gösterdiği yola bağlılık vardır. On ikinci İmam Mehdi’nin Atatürk olduğunu söyleyecek kadar ona inançlarını belirtmişlerdir”.

Dervişler onu kutsal kurtarıcı olarak görüyor.

Cumhuriyet Alevilerin tarihlerinde ulaşmış oldukları en büyük zaferdir. Aleviler o kadar çok mutlu olmalıdır, o kadar çok sevinmelidir ki aslında, Atatürk’ün sadece bir eylemiyle bile. Atatürk Ali soyunun katliamına, vesile olarak kullanılan, hilafet denilen Emevi – Abbasi uzantısı olan o matahı kaldırmıştır. Sadece bu olay bile alevilere yapılan en büyük iyiliktir.

Bu arada Atatürk’ün Alevi-Bektaşi olan yakın çalışma arkadaşlarından bazıları: Cemalettin Efendi’yi TBMM Başkanvekilliğine, Albay Hüsamettin Ertürk’ü MİT’in başına, İkisi de Bektaşi babası olan Dr. Ragıp Evrenseli özel doktorluğuna, Ali Naci Baykal’ı PTT Gizli şifre Amirliği’ne getirmişti. ( cem vakfı)

Kıblem Sensin Yönüm Sana Dönerim
Mihrabımdır İki Kaşın Arası
Efendim Efendim Benim Efendim  ( Pir Sultan)

 

* Rıza Zelyut’un sohbeti:   https://www.youtube.com/watch?v=PS3wlrxP–U özellikle 30. dakikadan  sonrasını izleyebilirsiniz.

** Deniz Gezmiş’le ilgili http://sosyalizmveataturk.blogspot.com/2014/07/thkpc-ve-ataturk-mahir-cayann-savunmas.html

 

 

 

 

 

 

 

5075 Toplam Görüntüleme 2 Bugün

Ali Taşkın BALABAN

1958 yılında Eskişehir’de doğdu. Ankara Ü. S. B. F'ni bitirdi. Yurdun çeşitli yerlerinde memur olarak çalıştı. Antalyada ikamet etmektedir.. * Facebook Sayfamızı Beğenebilirsiniz: buradan abone olabilirsiniz ve yazılarımızı kolayca takip edebilirsiniz. * Yazıların üstündeki benim adımı tıkladığınızda benim tüm yazılarımı içeren 5 - 6 sayfalık menü açılır oradan istediğinizi tıklayarak okuyabilirsiniz. Yorumlar vasıtası ilede yüksek fikirlerinizi iletebilirsiniz. Lütfedip okuduğunuz için teşekkürler.

Bunları da sevebilirsiniz

Aleviler ve Hazreti Pir K. Atatürk İnancı” için 2 yorum

  1. Çanakkale’de Alevi köylerine Türk köyü derler, Burdur’da Türkmen mezarlığı dedikleri Alevi-Bektaşi mezarlığıdır, filhakika Osmanlı’da Etrak-ı bi-idrak ve Nadan Türk dedikleri Osmanlı Türk’ ü alevi Türklerdi, Aslında Atatürk o Türklerin Türkiyesini kurmuş, belki alevi inancını öncelememiş ama o kültürü hakim kılmıştır diye düşünüyorum

    1. Milleti sadıka, Ermenilere; kavm i necip Araplara; Rumlar a size ayeti bırak koca sure var. Biz ise, etrak ı bi idrakız Yani her ne kadar imparatorluk idare ediyorsak da sizin kıymetinizi idrak edemeyen etrakız yani Türkleriz, diyerek dünyanın en uzun devletini idare ettiler. Kimsenin eline dinine karışmadılar. Yençeri kaldırılınca Bektaşi tekkeleri de seddedildi. Tekke yerine onlarda Cem evinde, cem olunmaya başlandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir