HAFIZALARINIZI TAZELEYİN

İlk yayında fenafil.com sitesini bir html editörle frame ağırlıklı statik sayfalar şeklinde yapmıştım. Başka bir alternatif aklıma da gelmemişti. Öyle ya, sehpanın üzerine bıraktığınız derginin sayfaları her sabah değişmiyordu. Bir de kodlama bilmediğim ve arada bir bilene sorma fırsatı yakalasam da bu imkânı sürekli kullanamayacağım gerçeği vardı. Bu yaklaşımın birtakım sorunlar içerdiğini hemen fark ettim. Aşağıda sorunu ve kendimce bulduğum çözümleri aktarıyorum. Tabi ki derin felsefi altyapısıyla.

27.05.2008 tarihinde yayınlamışım. Buyrun:

“HAFIZALARINIZI TAZELEYİN

Merhabalar

Şu anda bu yazıyı okuduğunuz tarayıcılarınız, kullanıcı dostu bir uygulama olduğu varsayımıyla; ziyaret edilen sayfanın tekraren ziyaretinin daha hızlı olmasını temin için, sayfayı hafızalarında raptediyorlar. Eski zamanlardan kalma ve düşük internet hızları döneminin bu dâhiyane uygulaması, bu gün için bir anlam taşımamakla birlikte, muhafaza ediliyor. İşte al başına belayı. Sayfayı sıkça yenilediğimizden, ziyaretçilerimizin sayfadaki değişikliklerden haberdar olabilmesi gibi ince bir sorunla karşı karşıyayız. Nasıl çözeceğiz? Sayfanın hafızaya alınmamasını sağladığı söylenilen ne kadar kod buldumsa hepsini gömdüm “head”lar arasına ya, bir faydası olmadı. Sonunda çareyi hafıza tazeleme butonunda buldum. Ziyaretçilerimiz değişiklikleri görebilmek için ya F5 tuşuna ya da “yenile” butonumuza basacak. Ana sayfa, bölüm ve alt bölüm ana sayfalarında sık sık bu şekilde tarayıcınızın hafızasını tazeleyin ki değişiklikleri takip edebilesiniz.

Peki, bu olaydan çıkarılabilecek sonuçlar neler olabilir.

  1. Hafıza-i beşer, nisyan ile maluldür. Bu maluliyet, ölünceye kadar mecburen yaşayacak beşerin mutluluğu için özellikle yaratılmış bir hususiyettir. Malum, Hz. Âdem’in yasak ağaca yaklaşması da bu maluliyettendir lakin yaratılış gayesi yeryüzündeki hilafettir. Yani geçmişe takılıp kalmanın anlamı yok. Hafızanızı sıfırlayın, yeni birikimlere yer açılsın ki maksuda eresiniz.
  2. İnsanoğlu geçmişin acı tatlı hatıraları ve geleceğin belirsizliği üzerine planlarıyla, içinde yaşadığı anı unutur. Böylece koca bir ömür, geçmiş ve gelecek arasında hiç yaşanmamış kalır, heba olup gider. Oysa burada ve şimdi yaşıyorsun. Her an yeniden hafızanızı tazeleyin ki; alacağınız O2 vereceğiniz CO2 sayısı değişmemekle birlikte, ömrünüzün bereketi artsın.
  3. Sıkça söylenir. Geçmişten ibret alınsaydı tarih tekerrür etmezdi. Madem ibret almazsın, ne demeye geçmişe takılır kalırsın. Madem zaman daire şeklinde akıyor, şu ana bak, geleceği oku. Su akar; sen çer çöp gibi bir taşın arkasına takılma. Duran saatin günde iki kez doğruyu göstermesi gibi, anı yaşamayanın doğrusu yoktur.
  4. Bu günü okuyamazsan, kıskançlıkla sakladığın dünün bir faydası olmayacağı gibi, yarının da bu günden farklı yaşanmayacaktır. Geçmiş mazidir, gelecek hayal. Sen şu anı yaşa.

Yani demem o ki saygıdeğer ziyaretçilerimiz, ya F5 tuşuyla ya da “yenile” butonuna basarak, tarayıcınızın hafızasını sıfırlayın, tazelenin ki, bu günü yaşayıp yarından ümitlenin.”

1170 Toplam Görüntüleme 1 Bugün

Gokhan OGUZ

1965 yılında Eskişehir’de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Eskişehir’de tamamladı. 1983 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümüne kaydoldu. Mezuniyet sonrası 1992 yılı mart ayında Hâkim Adaylığını tamamlayıp Danıştay Tetkik Hâkimi olarak atandı. Başbakanlık ve Kamu İhale Kurumu’nda görev yaptı. 2013 yılında döndüğü İdari Yargı Hakimliği görevinden 2019 yılı Mart ayında emekliye ayrıldı.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir