AKILSIZ DOST

Büyük bir yılan, bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri oradan geçerken ayının bağırmasını duydu. O yiğit gelip ayıyı ejderhanın pençesinden kurtardı. Ejderhanın gücü vardır, ama hilesi yoktur. Hile ve tedbir sahibi insanoğlu onu alt eder.

Ayı, ejderhadan kurtulup o babayiğit erden bu keremi görünce, hemen Eshab-ı Kehf’in köpeği gibi onun peşine takıldı. Bir daha ondan ayrılmadı.

Onu ayıyla beraber gezerken gören akıllı birisi:

-Kardeş senin bu ayıyla ne işin var? diye sordu. Yiğit, ejderha hikâyesini anlattı.

O adam:

-Ayıya güvenme, ahmaktan dost olmaz! Ahmağın dostluğu düşmanlıktan beterdir. Bu ayıyı başından defet! dedi.

Er:

-Vallahi sen bunu bana, hasedinden kıskançlığından söylüyorsun! Ayının bana olan bağlılığını, sevgisini görmüyor musun? dedi.

Adam:

-Ahmakların sevgisi aldatıcı bir sevgidir. Benim bu hasedim onun sevgisinden daha iyidir. Hemcinslerini bırakıp da ayıya güvenme! dediyse de yiğit:
-Haydi git, hasetçi herif, sen kendi işine bak! diye o iyi niyetli adamı tersledi.

Adam da:

-Benim işim buydu ama, sende anlayış yok! Bendeki bu seziş Allah’ın nurundandır. Yüreğim asla olmayacak bir şeyden titremedi, dedi.

Bu sözler yiğidin kulağına girmedi. Suizan, insana kuvvetli settir. Babayiğit, adamın ısrarlarından hayallenip, kızıverdi. Bütün hüsnüzannı ayıyaydı. Bu yüzden ayının elini tuttu, adamın elini bıraktı. Ayıyı muhabbet ve merhamet sahibi bir dost bildi.

O Müslüman da:

-Benim ona ciddiyetle nasihat vermemden, üstüne düşmemden gönlündeki hayaller arttı. Büsbütün vehimlendi. Demek ki nasihat yolu kapandı. Sözü isteyene söylemek gerek, diye düşünerek kendi yoluna gitti.

Babayiğit ve ayı beraber giderlerken bir yerde mola verdiler. Babayiğit bir gölgede yattı, uyumaya başladı. Ayı da sinek kovalamaktaydı. Sineğin bir tanesi bir türlü uzaklaşmıyordu. Ayı kovunca kalkıyor, fakat, inadına yine kalktığı yere gelip, konuyordu. Ayı ne kadar uğraştıysa sineği uzaklaştıramadı. Sonra sineğe iyice sinirlenip, gitti kocaman bir taş getirdi. Sinek yine efendisinin suratında duruyordu. Sineği öldürmek için o koskoca kayayı, olanca gücüyle adamın suratına attı. Uyuyan adamın suratı paramparça oldu.

Aptalın sevgisi, işte bu ayının sevgisi gibidir. Ahdi gevşek, zayıf, bozuk, sözü büyük, fakat vefası cılızdır. Yemin etse de inanma, mademki yeminsiz sözü yalan, eğri sözlü adam, yeminini de bozar.

945 Toplam Görüntüleme 1 Bugün

Mustafa ATALAR

1955 yılında Trabzon Şalpazarı'nda doğdu. İlk öğrenimini Trabzon'da, orta öğrenimini İstanbul'da tamamladı. 1979 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat-Maliye Bölümü’nden mezun oldu. 1980-1982 yılları arasında Almanya Köln Üniversitesi’nde Almanca Dil ve İktisadi Sosyal Bilimler Eğitimi aldı. 1982 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müfettiş Yardımcısı olarak kamu görevine başladı ve bu Bakanlıkta çeşitli görevlerde bulundu. Halen Sayıştay Üyesi olarak görevini yürütmektedir.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir