EŞŞEK VE SAHİBİ

Çok eski zamanlarda, memleketin birinde, bir gün birisi korku ve telaş içinde kendisini evin birine zor atmış. Ev halkı kapıyı kırar gibi içeri dalan ve boylu boyunca yere doğru uzanan adamdan önce çok ürkmüşler, ancak sonra adamın perişan halini görüp acımışlar ve başına toplanmışlar. Adamcağızın korkudan beti benzi safran gibi sararmış, dudakları mosmor olmuş, elleri kolları söğüt yaprağı gibi tir tir titriyormuş. Ev sahibi zavallı adamı bu halde görünce:

– Hayrola kardeş, ne oldu sana? Kimden kaçıyorsun böyle? Betin benzin niye bu kadar sararmış? diye sormuş.

Adamcağız, birazcık kendine gelir gibi olunca cevap vermiş:

– Hiç sormayın; tehlike büyük! Dışarıda bütün eşekleri topluyorlar… Hükümdar emir vermiş, memlekette ne kadar eşek varsa hepsini yakalayıp, toparlayıp telef edeceklermiş.

Ev sahibi şaşkın:

-Peki, ama canım kardeşim, madem eşekleri yakalıyorlar, sana ne bundan? Sen niye böyle korkup ürküyorsun, tasalanıp, telaşlanıyor ve kaçıyorsun? Sen eşek değilsin ki! diye sorunca adam durumu şöyle açıklamış:

-Öyle deme; birader! Bu işle görevlendirilmiş adamları görseydin, sen de bana hak verir, sen de en az benim kadar korkar, endişelenir ve kaçardın! Bir kere bu işle görevlendirilmiş adamların büyük çoğunluğu, eşekle sahibini birbirinden ayırt edebilecek kadar bile fark ve temyiz kudretine sahip değiller! O bilgi, hüner, nitelik ve adalet duygusundan yoksunlar! İçlerinden bir kısmı cahilliklerinden, umursamazlıklarından, ilgisizliklerinden, bilgisizliklerinden, itibar ve saygınlık, mevki ve makam kapma hırsı ve telaşı yüzünden birbirleriyle sayı ve skor yarışına girmişler. Yakalayıp götürdükleri ve telef ettikleri eşekmiş, sahibiymiş, atmış, katırmış, tavukmuş, kediymiş, köpekmiş, inekmiş, danaymış, yılanmış, çıyanmış hiç umurlarında değil! Çünkü kim daha çok toplayıp telef ederse o daha makbul ve başarılı sayılıyor! Bu arada bir de kötü niyetlilere gün doğmuş. Bunlar arayıp da bulamadıkları bu fırsatı ganimete çevirmenin telaşına düşmüşler. Sevmedikleri, istemedikleri, düşman oldukları ne kadar adam varsa hepsini eşşek diye damgalayıp ortadan kaldırmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Yani senin anlayacağın herkes kendisini bu işe öyle kaptırmış, gözleri öyle dönmüş, kararmış, kızarmış ki, adeta kör olmuşlar. Bu arada beni de eşek diye yakalayıp götürecekler ve telef edecekler diye ödüm patladı! Aman siz de dikkatli olun, ne olur, ne olmaz!

2279 Toplam Görüntüleme 2 Bugün

Mustafa ATALAR

1955 yılında Trabzon Şalpazarı'nda doğdu. İlk öğrenimini Trabzon'da, orta öğrenimini İstanbul'da tamamladı. 1979 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat-Maliye Bölümü’nden mezun oldu. 1980-1982 yılları arasında Almanya Köln Üniversitesi’nde Almanca Dil ve İktisadi Sosyal Bilimler Eğitimi aldı. 1982 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müfettiş Yardımcısı olarak kamu görevine başladı ve bu Bakanlıkta çeşitli görevlerde bulundu. Halen Sayıştay Üyesi olarak görevini yürütmektedir.

Bunları da sevebilirsiniz

EŞŞEK VE SAHİBİ” için bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir