Mevlana’ya göre bu dünyada doğru da vardır, yalan da, gerçek de vardır sahte de… Bazen bunlar birbirine çok benzeyebilirler, bu yüzden ayırt edilebilmeleri çok zor olabilir. O zaman bunları ayırt edebilmek, adil ve doğru bir şekilde anlamak, anlamlandırmak, değerlendirmek ve karara bağlamak nasıl olacak? Mevlana’ya göre, karar ve buyruk verme durumunda olanlar için bu konuda en gerekli özellik, fark ve temyiz sahibi olmaktır.
Peygamberimiz mümini tanımlarken: ‘Mümin, zekidir, fark, temyiz, fetânet ve akıl sahibidir. Hakk ile batılı, doğru ile yanlışı, yalan ile gerçeği ayırt edicidir’ buyurmuştur. Yani kısacası iman, temyiz sahibi olmak, küfür ise temyizden mahrum olmaktır. Her müminin, böyle akıllı, fark ve temyiz sahibi olması gerektiği gibi özellikle hüküm ve buyruk verme mevkiinde bulunanların fark ve temyiz kabiliyetlerinin de çok daha iyi ve ileri düzeylerde olması gerekir (Fîh-i Mâfîh, sayfa, 183, 226, 227).