Tekrar mülâkî oluruz bezm-i ezelde
Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler / Y. K. Beyatlı
Telefon ve Sosyal Medya ortamlarında, öte âleme göçmüşlerimizle iletişimimiz nasıl olmalı?
Telefon icat edilmiş lakin bizlere uzak iken ve daha önceleri, iletişim mektup ve eş dost haberleriyle sağlanıyordu. Ölümün bizden ayırdıkları veya başlarına artık bizimle karşılaşamayacakları bir takım haller gelen tanıdıklarımız, dostlarımız ve yakınlarımız için üzülüp geçiyorduk, olan olmuş diyorduk. En azından bizim yapmamız gereken bir işlem yoktu.
Günümüzde de ölenler önceden hesaplarını kitaplarını kapatıp gitseler yine bize iş düşmeyecekti. Gerçi bazı uygulamalarda(facebook mesela) mirasçı ataması mümkün de işlevi nedir bilemiyorum.
Şimdilerde olur olmaz bir yerlerde, durumlarda karşılaştığımız kişilere: ben çaldırıyorum kaydediver! ifadeleriyle başlayan kayıtlı yakınlıklarımız oluşuyor. Yüzlerce binlerce telefon kayıtları ve devamı sosyal medya uygulamaları üzerinden dostluklar ahbaplıklar. Tabi bazı kimselerde milyonlara ulaşıyormuş bu sayılar, bunları dikkate almıyoruz. Tıkla ve kaydet, kolay. Şöyle veya böyle tesis ettiğimiz muhavere ve muhabere ile az da olsa sürekli malumat sahibi oluyoruz Contact List – temaslı kişilerimizle. Veya çok dürtmesek de listemizle nasılsa istediğimiz an temas sağlarız beklentisiyle öylesine bön bön bakışıyoruz. Ta ki O’nun dünyayı terk ettiği haberi düşene kadar. Bazen bu haber düşüşü göçmüşümüzün kendi telefon veya sosyal medya hesabından da yapılıyor artık.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban / A. Karakoç
Bir şeyler yapmak zorunluğu çıkıyor ortaya. Silmemiz gerekiyor onu veya onları. Telefondan, uygulamalardan. Silmesek olmuyor hatta bazen sevimsizliklere yol açıyor. Ayrıca hep onu hatırlatıcı bilgiler düşüyor önümüze. Sistemler cansız ve ruhsuz ama biz insanız; ne kadar ruhumuz, hassasiyetlerimiz törpülenmiş olsa da. Kişilere karşı ötelediğimiz duygularımız, borçlarımız, umutlarımız bir tıkla anında delete olamıyor. Ki sevdiklerimiz, hürmet ettiklerimiz konu olunca açmazlarda bocalıyoruz. Sanki onu bu muhteşem dünyadan postalayan bizmişiz gibi, ellerimiz titriyor, hafakanlar basıyor. Bunu çok sık yapıyoruz zira etrafımız ha bire göçüyor.
Çiziliyoruz, üzülüyoruz, hayıflanıyoruz ve maalesef telafi edemiyoruz; üstelik çok yakında aynı muameleye bizimde düçar olacağımızı bile bile. Sanalda olsa vedalar zor dostum ve neticede yine hep aynı şarkıyı söylüyoruz:
“ Hem ağlarım hem giderim.”
Yüreğine düşüncene sağlık. ALLAHIMA EMANET OLUN İNŞALLAH
Takdir ve teşviklerinize teşekkürler.