Teşrifatçıbaşının Günlüğü

– sevgili günlük bugün mayısın altısı yani hıdrellez.

Hafta sonu Ankara Adana’ya koştu. Önce C.tesi günü Saygıdeğer Başbakanımız, pazar günüde TBMM Başkanımız teşrif ettiler. Yeni moda böyle “ Sayın” değil “ Saygıdeğer” efendiler. Bu hitabın bence sakıncası yok lakin bazı yakınları kendilerinden “Beyefendi” diye bahsediyorlar ki ona itirazım var; bizim nesil tedavülden kalkmadan “Beyefendi” veya “Birbilen” gibi tanımlamalardan uzak durulmalı.

C.tesi kazasız belasız geçti; zaten ben konu mankeni konumunda olduğum için risksiz bir gündü. Saygıdeğer Başbakanla tokalaştık ve göz göze bakıştık yakın plandan. Kaç yıldır ilk kez bu denli yakın ilişkimiz olmuş oldu. Üzüldüm. O’ muydu diye şüphelendim. Bencileyin kamburlaşmış, donuk donuk öylesine bakan gözler. Yanında kanlı – canlı Saygıdeğer eşleri vede kürsüde o tanıdığım sesi olmasa O, olamaz diyecektim.

tesrifatcibasi_02

Pazar günü ise işlem bizim mekândaydı; sarıçam ormanları mesire alanında. Yörük milletinin hıdrellez okuntusu var. Saygıdeğer insanların ziyaretleri biz taşralılar için çok mühimdir. Bizi şereflendirirler. Onlarda yurttaşlarıyla güzel anlar yaşarlar, hak ve görevleridir eyvallah. Lakin yurttaşların onlarla vücut teması kurma ve direkt nazarlarına maruz kalma girişimleri biz çalışanları deliye çevirir. Halkın bu eğiliminin tarihi bir geçmişi – örneğin paganlık döneminden – var mıdır bilemem. Saygıdeğer Efendilerimizi taciz etmeden selamlayıp saygılasak kifayet etmez mi?

Neyse efendim, Saygıdeğer TBMM Başkanım; kendileri gibi Kül Tigin Kağan varisi Türk Büyükleri olarak tanıdığımız kankaları; Saygıdeğer A.K. Aksu ve N. Çetinkaya beraberlerinde Yörük Obasını onurlandırdılar. Sıkmalar yenildi, ayranlar içildi, nutuklar atıldı ve de kepenekler giyildi. Çalışanlar için geçen çileli iki saat bitti: hissedileni ise 17 saat gibiydi. İnsan istese de istemese de strese giriyor; bu strese girme işi sıcakta terleme gibi bir şey herhalde, olmamalı/ olmasın diyorsun oluyor maalesef o an defedemiyorsun. Bende öyle daraldım ve streslendim.

Ortalık tenhalaşınca tören alanında gezinen sevgili kardeşim Süleyman Türker’le buluştuk. Hemen urbalarımızı fora edip, eşofmanları giydik. Orman alanında ilk rastladığımız yolaktan hızla ilerleyerek gözden kaybolduk. Batıya giderek Kızılkaş köyünü bypassla güneye döndük ve Kılıçlı köyü çıkışına ulaştık. 15 km’lik nonstop bir yürüyüşle günü kurtardık. Dönüşte ılık bir duş, biraz meyve taamı ve kısa bir süre şekerlemeden sonra ne yorgunluk vardı nede stres günün hengâmesinden. Yok olsun stres yaşasın esenlik!

tesrifatcibasi_03

tesrifatcibasi_04

1080 Toplam Görüntüleme 1 Bugün

Ali Taşkın BALABAN

1958 yılında Eskişehir’de doğdu. Ankara Ü. S. B. F'ni bitirdi. Yurdun çeşitli yerlerinde memur olarak çalıştı. Antalyada ikamet etmektedir.. * Facebook Sayfamızı Beğenebilirsiniz: buradan abone olabilirsiniz ve yazılarımızı kolayca takip edebilirsiniz. * Yazıların üstündeki benim adımı tıkladığınızda benim tüm yazılarımı içeren 5 - 6 sayfalık menü açılır oradan istediğinizi tıklayarak okuyabilirsiniz. Yorumlar vasıtası ilede yüksek fikirlerinizi iletebilirsiniz. Lütfedip okuduğunuz için teşekkürler.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir