Avukatlar paradoksu hiç sevmezlerdi, içinde para olmasa
Bizim için yalan söyleyen avukat anasının gözüdür. Başkası için söylerse sahtekarın tekidir.
Hakimler kanunun bir ucundan tutup sabitlemeye çalışır. Avukat, bir ucundan tutup duruma uydurmaya çalışır. Sonrada birlikte oturup, kanunların lastikliğinden yakınırlar.
Savunmanın kutsallığı ile yalanın kaçınılmazlığı avukatın dilekçesinde ahenkli bir bütünlük oluşturur.
Avukatlık çok keyifli bir meslektir. Ama sadece keyif için yaparsan.
Avukat para ile dert satın alan kişidir. Onu, bu alışverişe zorlayan tek şey para derdidir.
Avukat, aldığı dava ile ilgili ya hakimi ya müvekkili ikna etmesi gerekir. Kendisi ikna olmasa da olur.
Hakim mahkeme ne kadar saygı diye bağırıyorsa o kadar saygıyı ihlal ediyordur. Avukat, buna karşılık ne kadar susuyorsa, o kadar ihlal ediyordur.
Anne ve babalar, bir yandan çocuklarının avukat olmasını isterler. Bir yandan da hırsıza, yolsuza, katile bulaşmasın isterler.
Avukat, “Hukuku çok bilsen hangi mahkemede tahakkuk ettireceksin” diyorsa işi çok zordur.
Avukatlar kendilerini eleştirmemeli. Çünkü her önüne gelen bu görevi yapıyor.